Mücadelemiz Anayasanın İçindedir ve Açıktır

MÜCADELEMİZ ANAYASANIN İÇİNDEDİR VE AÇIKTIR

Hiçbir ayrım gözetmeksizin Türkiye halkının insanca yaşama imkanlarına kavuşması için katıldığımız mücadele Anayasa sınırları içinde ve açıktır.

İsteklerimizin haklı ve Anayasaya uygunluğu bizi bu şekilde davranmaya zorlar.

Egemen çevreler ancak insan hakları ilkelerini hiçe sayıp Anayasayı çiğnemekle isteklerimize karşı çıkabilirler.

Bu bakımdan, Anayasa çerçevesinde yapılacak bir mücadelenin galibi muhakkak biziz.

MÜCADELEYİ ANAYASA DIŞINA İTME

İktidarlar bu gerçeği anladıklarından mücadeleyi kendileri için daha elverişli olan Anayasa ve kanunlar dışı bir alana itmek ve gayri meşru şekilde yakalamak isterler.

Çeşitli tertip ve tahriklerle bunu başarırlarsa karşılarındaki kuvvetleri kolayca ezerler.

OYUNA GELMEMELİ

Özellikle, sosyalist hareket, baskı altındaki dini mezhep ve akımlar ile doğu halkı bu oyuna getirilmeye çalışılmaktadır.

İktidarların faşist emellerini gerçekleştirmeye imkan vermemek için yukarıda sayılan halkçı ve demokratik kuvvetler bu oyuna gelmemeye dikkat etmeli ve tertiplere karşı uyanık olmalıdır. Mücadelenin Anayasa dışına itilmesi engellenmeli ve iktidar Anayasa çerçevesi içinde mücadeleye mecbur edilmelidir.

ANAYASA UYGULANMALI

Bütün Türkiye halkının insanca yaşama mücadelesinin başarıya ulaşması için Anayasanın tastamam ve eksiksiz uygulanması şarttır.

İktidarlar Anayasayı uygulamamak için direnmektedirler.

Türkiye’nin tüm ezilenleri egemen çevrelerin direnişini kırmalı, Anayasanın kendilerine tanıdığı hakları muhafaza ve müdafaa etmeli, Anayasayı eksiksiz olarak uygulatmalıdırlar. Bu gücü gösteremedikleri takdirde başarıya ulaşmaları çok zor ve geç olacaktır.

ANAYASA NE DER

Anayasa çerçevesinde mücadele, egemen çevreler için elverişli değildir.

Çünkü insan hakları ilkelerine bağlı ve hukuk devleti anlayışına uygun Anayasamız insanca yaşama imkanlarına kavuşmak için yapılan mücadelede ezilenlerden yanadır.

İktidarlar, Anayasa ilkelerini hiçe sayarak faşist bir rejim kurar, halkçı uyanış ve davranışları baskı ile ezerlerse gayrimeşru duruma düşeceklerdir. Böyle bir halde milletin “meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı direnme hakkı”nı kullanacağını Anayasamız başlangıç kısmında belirtmiştir.

Temel hakların niteliğine, korunmasına, özüne ve eşitlik ilkesine ait Anayasamızın üç önemli maddesi de aynen aşağıya alınmıştır.

Madde 10 – Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.

Devlet, kişinin temel hak ve hürriyetlerini, fert huzuru, sosyal adalet ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşamayacak surette sınırlayan siyasi, iktisadi ve sosyal bütün engelleri kaldırır; insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlar.

Madde 11 – Temel hak ve hürriyetler, Anayasanın özüne ve ruhuna uygun olarak ancak kanunla sınırlanabilir.

Kanun, kamu yararı, genel ahlak, kamu düzeni, sosyal adalet ve milli güvenlik gibi sebeplerle de olsa, bir hakkın ve hürriyetin özüne dokunamaz.

Madde 12 – Herkes, dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı gözetmeksizin, kanun önünde eşittir.

Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınmaz.